Gökten Üç Elma Hapse Düşmüş

Gökten Üç Elma Hapse Düşmüş

 Günün birinde gözü bir türlü doymayan Kral artık altınlarını koymak için yer bulamadığı için ormanın birine Kırk Haramiler Mağarasının yeni bir şubesini açmaya karar verir. Bunun üzerine ormanlarında bu zamana kadar mutlu mesut yaşayan tüm masal kahramanları bir araya gelip çözüm üretmeye çalışırlar.

İlk sözü Aslan alır;

- Arkadaşlarım, Kral’ımıza ormanımızı talan etmekten vazgeçmesini rica etmek için gönderdiğimiz barış güvercinimiz bugün döndü, anlat bakalım Güvercin, Kral’ı ikna edebildin mi?

-Kral öncelikle size en kalbi duygularıyla selamlarını iletti. Bir koşulla bu ormanı bırakıp başka bir ormana yönelebileceğini iletti. Biliyorsunuz ki Kral’ın uzun zamandır savunduğu bir teorisi var.

- Neydi ki o diye sorar, Maymun.

- Rumpelstiltskin Teorisi; yani ''Saman sebep, Altın sonuçtur'' Şu ilerdeki samanları altına çevirirsek ormanı bize bırakacak diye yanıtladı, Aslan.

- Mümkün mü böyle bir şey?  diye panikledi, At.

 - Aslında teoriye adını veren peri birkaç simyacıya öğretmişti fakat Kral onları kızdırıp ülkeden gitmelerini de umursamayınca şu an kimse bunu gerçekleştiremez.        

    Konuşmaları duyabilmek için eğilen Zürafa’dan bir soru geldi, bu sefer;

- Peki bu durumda ne yapacağız?

     At yeniden söz aldı;

- Pinokyo’ya mı danışsak o da ağaçtan yapılma, belki bir çözüm bulur?

- Benim de aklıma geldi ama Pinokyo zindanda, görüştürmezler dedi, Aslan.

- Ya hiç haberimiz olmadı, suçu neymiş?

- Doğruları söylediği için içeri atmışlar. 

Maymun bu sefer söze katıldı;

- Üzüldüm doğrusu, iyi çocuktu. Ben çözümü buldum galiba. Alaaddin’in Cininden hepimiz üç dilek hakkımızı altından yana kullanırsak Kral vazgeçer. 

Aslan artık yılgın bir ifade ile devam etti sözlerine; 

- Haberin yok galiba, o da zindanda. Dileklerle ponziye girmiş, halısına da el kondu.

- Yapma ya bilmiyordum.

- Peki, Çizmeli Kedi’ye ne dersiniz? Ağzı iyi laf yapar hergelenin. Kurnazdır da, o bir yolunu bulur, diye ekledi Maymun.

- Buldu buldu merak etme ama kendi yolunu buldu o. Artık Prada Çizmeleri var, Kral’ın sarayında yaşıyor. Sizin de bir şeyden haberiniz yok, hiç mi masal okumuyorsunuz?

Güvercin, heyecan ile söz aldı;

- Yahu Keloğlan’a gitsek ya! Onun Kral ile arası iyidir, ricada bulunur!

- Keloğlan Beyazkız ile Kolombiya’da, dedi Aslan.

- Balkızla demek istedin sanırım.

- Yok Beyazkız ile. Kolombiya’da tanışmışlar, bizimkini orada birine benzetmiş, tanışmışlar, işleri varmış dönmedi bir türlü.

- Nasrettin Hoca’yı dinler belki Kral. Yaşlı başlı adam, dedi Fil

- Nasrettin Hoca, tarikatların doğuran kazanların ardından ölen kazanlara isyan çıkarmaları üzerine tüm talepler iptal dedi ya! Kabul etmez bizi, dedi Aslan.

- Bu işi çözse çözse Robin Hood çözer diye önerdi, Baykuş.

Aslan buna çok güldü.

- O sarayda, Sarayın gençlerine başkan mı olmuş ne! Tam anlamadım ama okçuluk bilgisi sayesinde diyorlar.

At dayanamayıp isyan etti.

- Yahu biz niye bizi kurtaracak bir kahraman peşindeyiz, yok işte belli. Bizim Binbir Gece Masalları kitabımızda yok mu bir masal, bizi koruyacak?

- Sence o masalları dinliyor olsalar, yardımını beklediğimiz tüm kahramanlar böyle mi olurdu?

Velhasıl bir çözüm bulunamadı.

Gökten üç elma hapse düşmüş; biri adaleti savunanlara, diğeri adaleti savunanları savunanlara, üçüncü de yakında hepimizin başına…