Begum Tezel: Bana Masal Anlatmayın

  İçinde bulunduğu HKS’li toplumdan kurtulma çabasıyla manipülatif davranan Kurbağa’nın kariyer hedefinin Prens olmasını doğru buluyor musunuz? - Kurbağa Prens : Bir Küçük “Sihirli Öpücük”Meselesi Daha önceki masallarımızda şirket politikası gereği yedi değer yüzünden cam tavana hapsedilen Pamuk Prenses’in hatalı bir öpücük sebebiyle sözde kurtuluşunu ve uyku katliamından nasiplenen Uyuyan Güzel’in günümüz şartları nedeniyle uyanmasındaki problemleri irdelemiştik. Bu “sihirli öpücük” meselesini bir de Kurbağa Prens masalı üzerinden yorumlayalım.   Hemşehrileri gibi HKS teşhisi (Haşlanmış Kurbağa Sendromu) konmamış bir kurbağa. İçinde yaşadığı gölün yavaş yavaş ısındığının farkında ama habitatını kurtarmak, lider olmak gibi bir niyeti de yok, kendini kurtarma bencilliği ve müthiş manipülatif yaklaşımıyla kısa vadede kariyer hedefi kendini öptürerek prens olmak. Vaadettiği katma değer ise oyun arkadaşı olmak. Alma-verme dengesi hiç yok hikayede. İkna kabiliyeti, iletişim bec...

https://online.fliphtml5.com/ekhcu/jheo/#p=1

Gökten Üç Elma Hapse Düşmüş   Günün birinde gözü bir türlü doymayan Kral artık altınlarını koymak için yer bulamadığı için ormanın birine Kırk Haramiler Mağarasının yeni bir şubesini açmaya karar verir. Bunun üzerine ormanlarında bu zamana kadar mutlu mesut yaşayan tüm masal kahramanları bir araya gelip çözüm üretmeye çalışırlar. İlk sözü Aslan alır; - Arkadaşlarım, Kral’ımıza ormanımızı talan etmekten vazgeçmesini rica etmek için gönderdiğimiz barış güvercinimiz bugün döndü, anlat bakalım Güvercin, Kral’ı ikna edebildin mi? -Kral öncelikle size en kalbi duygularıyla selamlarını iletti. Bir koşulla bu ormanı bırakıp başka bir ormana yönelebileceğini iletti. Biliyorsunuz ki Kral’ın uzun zamandır savunduğu bir teorisi var. - Neydi ki o diye sorar, Maymun. - Rumpelstiltskin Teorisi; yani ''Saman sebep, Altın sonuçtur'' Şu ilerdeki samanları altına çevirirsek ormanı bize bırakacak diye yanıtladı, Aslan. - Mümkün mü böyle bir şey?   diye pan...

 Uyuyan Güzel Uyurken Neler Yaşandı? Saray zümresi tarafından dışlanan perinin davet edilmediği için intikam yemini içerek gittiği hükümdarın kızının doğumgünü partisinde tüm sarayın uyku katliamına uğradığı malumunuz. Hikayenin sonunu zaman kayması yaşatarak günümüze çekersek bu uyku sürecinde alternatif masalımızda neler yaşanmış olabilir? Biraz da bunu konuşalım.   Sedasyon altındaki saray sakinlerini ilk bulanlar   organ mafyası olunca hikayenin bu kısmında saray çalışanlarına, personellerine çabuk veda ediyoruz. Kılık kıyafet değerli mücevheratlarından dolayı mühim kişiler olduklarını idrak eden organ mafyası kral ve ailesini sarayda bırakmaya karar veriyor.     Tüm saray bu uzun uyku sürecinde bakımsızlıktan metruk yapıya dönüşünce ülkemizde artık yerleşecek yer bulamayan Suriyeli kardeşlerimiz sarayı keşfeden ikinci grup oluyor. Sarayda onlarca odaya yerleşip yaşamlarına devam edecekken Suriyeli radarına sahip olan Ümit Bey’e yakalanıyorlar.    ...

Cennetten Kovulma Garantili Kırmızı Elma Insomnia’ya mı Şifa? Sedasyon altındaki Pamuk Prensesi Öpmek Tacize Girmez mi? Tacizcisiyle Evlenen Prensesin Rızası Olması Pamukluğundan mı?  Fitne fucur bir ayna, güzellik takıntılı bir kraliçe, safcana bir prenses, bolca cüce, merhametli avcı ve sicili bozuk bir elma. Elmayla başlayalım; bir masalda elma varsa o elma zehirlidir, gerçeği organik olsa da cennetten kovdurur, yıllar sonra bozuk sicilini yerçekiminin keşfinde başrol oynayarak düzeltmeye çalışmıştır. Tek ısırığının yıllarca uyuttuğu bu masalda bence devadır ya uykuyu sevene. Fitne fücur ayna: Kimse beni bu aynanın dürüst olduğuna inandıramaz efendim. Koskoca masallar diyarında bu kraliçe ‘first runner up’ olamaz! O zaman cadıyı da ‘second runner up’ yapalım. Rapunzel’in Blendax güzeli olması tek doğru karar olur! Bu aynanın gazete kağıdıyla iyice bi’ silinmesini şiddetle öneriyorum. Bolca cüce: Bu kadar sıfata gerek var mıydı bilmiyorum. Bu masal günümüzde yazılsaydı duya...

  O Masal Öyle Değil Be Pinokyo! Bunlar Hep Sosyal Medya Aldatmacası Zamanın birinde günümüz platformlarının Gepetto’su Instagram’ı yaratmış. Önce insanlar burayı biriktirdikleri anıları unutmamak için kullanıyorken işin içine etkileşim perisi girmiş. Artık burada ne kadar çok gezen, yiyen, eğlenen ve mutlu olduğunu takipçisine kanıtlayan o kadar çok beğeni sahibi olmaya başlamış. Gerçek masal kahramınımızın aksine bu hikayede tüm kahramanlar burunları uzasın istermiş. Çünkü mutlu olduklarına takipçilerini ikna edip onlardan beğeni toplarlarsa gerçekten mutlu olabileceklerine dair inançları varmış. Bu burun yarışında burun farkıyla öne geçenler bu uğurda gideceği mekanı alacağı beğeniye göre belirleyip mutluluk pozlarını önceden prova edenler olmuş. Peki biz bu uzayan burunları neden hiç farketmedik derseniz onu da Gepetto Usta’nın uygulattığı filtrelere borçluyuz 🤳