İçinde bulunduğu HKS’li toplumdan kurtulma çabasıyla manipülatif davranan Kurbağa’nın kariyer hedefinin Prens olmasını doğru buluyor musunuz? - Kurbağa Prens : Bir Küçük “Sihirli Öpücük”Meselesi

 

İçinde bulunduğu HKS’li toplumdan kurtulma çabasıyla manipülatif davranan Kurbağa’nın kariyer hedefinin Prens olmasını doğru buluyor musunuz? - Kurbağa Prens : Bir Küçük “Sihirli Öpücük”Meselesi


Daha önceki masallarımızda şirket politikası gereği yedi değer yüzünden cam tavana hapsedilen Pamuk Prenses’in hatalı bir öpücük sebebiyle sözde kurtuluşunu ve uyku katliamından nasiplenen Uyuyan Güzel’in günümüz şartları nedeniyle uyanmasındaki problemleri irdelemiştik. Bu “sihirli öpücük” meselesini bir de Kurbağa Prens masalı üzerinden yorumlayalım.

 

Hemşehrileri gibi HKS teşhisi (Haşlanmış Kurbağa Sendromu) konmamış bir kurbağa. İçinde yaşadığı gölün yavaş yavaş ısındığının farkında ama habitatını kurtarmak, lider olmak gibi bir niyeti de yok, kendini kurtarma bencilliği ve müthiş manipülatif yaklaşımıyla kısa vadede kariyer hedefi kendini öptürerek prens olmak. Vaadettiği katma değer ise oyun arkadaşı olmak. Alma-verme dengesi hiç yok hikayede. İkna kabiliyeti, iletişim becerileri diyelim ulaşıyor bu hedefe. Ama masallardaki sihirli öpücüklerin hep hatalı olduğunun altını çizdiysek şimdi bu masaldaki alternatif sonu hazırlayalım.

HKS’lu kısır döngüde duygusal ve zihinsel yorgunlukta olan halkını kurtarmak yerine kendini kurtarmayı seçen kurbağamızı suçlamadan belki de prens olup yetki sahibi olduğunda “o kurbağayı ye!” eğitimleriyle halkını bilinçlendirecek diye düşündüm ama prens olduktan sonra göle uğradığını duyan bilen olmadığı için bu alternatifi eledim. Peki tüm kurbağalar prens olsaydı sinekleri kim yiyecekti düşüncesi de kurbağayı haklı çıkaramadı benim nezdimde çünkü prens de olsan herkes kapısının önündeki sineği yese dünya daha iyi bir yer olabilirdi. Ama bu durumda da kurbağa soykırımı olmaz mıydı? Bu ihtimali larva-kelebek evrimi gibi diye yorumlarsak maymunlara haksızlık etmeyecek miydik?

Düzenini bozmak istemeyen kurbağalara sen değiş, assimile ol demek faşişt bir yaklaşım olmaz mıydı, her kurbağa haşlanmamak için öpülmek suretiyle insan olmalı mıydı? Yoksa suyu ısıtıp, küresel ısınmaya sebep verenler mi suçluydu?

Evet bu masal için benim alternatif sonum buydu! Suyu kurtarırsak  kurbağalı bir dünya mümkündü! Ve sinek yemek istemeyen vegan kurbağalar da vardır! 

P.s: Bu yazı, afişlerle dört bir yandan kuşatıldığımız yerel seçim öncesinde yüksekten asılmaması sebebiyle adaylardan birinin yanlışlıkla gıdısına bıraktığım öpücüğün bir sonucu. Neyse ki bu sefer masallara inanmadık!

Comments

Popular posts from this blog

Küçük Prens Karton Devlette Oryantasyonda!

Gökten Üç Elma Hapse Düşmüş